Sosyal Medya

Makale

“Öfke ile Kalkan Zarar ile Oturur”

Ä°deolojik bir propagandaya maruz kalan topluluklar, kiÅŸiler nefretle harekete geçerler ve yıkıcı bir güce dönüÅŸürler. Bu yıkıcı gücün onarma ve inÅŸa gücü ise bulunmaz! Güç sahipleri bu yıkıcılıktan istifade edebilme adına yalan olarak isimlendirilebilecek olan propagandayı bir manivela olarak kullanma çabasını süreklileÅŸtirirler. Bu tuzaÄŸa hazır birileri hep olageldiÄŸi içinde bu genelde iÅŸe yarar bir ÅŸey olduÄŸu içinde vazgeçilmez olur.

Zaten ideolojik grupların en büyük sorunlarının yaÅŸadıkları ülkede halkın karşısına onların hakikatlerine direkt saldırı yapabilecek donanıma sahip olmamaları deÄŸil, bunu baÅŸarabilecek imkanların yokluÄŸuna olan kızgınlıklarıdır. Bu kızgınlık onlara fütursuzca yalan söylemeyi mubah kılıyor zaten! Böylece hakikati ortaya çıkaracak bir vasattan yoksun olunduÄŸu için yalan üzerine kurulu bir bilgilenme süreci ve sürece tabi kılınmış insanlar topluluÄŸu var. Yani aldatılmaya müsait topluluklar ve kiÅŸilerin mevcudiyeti yalanı kurusallaÅŸtırıyor. Bu hem siyasi partiler için hem de sivil kurumlar için geçerliliÄŸini koruyor. Ayrıca ideolojik gruplar bundan farklı bir durumda deÄŸillerdir. Biraz ağır kaçacak ama halkın temel deÄŸerleri ile barışık olmayan bütün ideolojik unsurlar aynı payeyi taşımaya devam ediyorlar.

Ä°ki yüzlülüÄŸün oluÅŸturduÄŸu siyasi bir vasatın ve hatta deÄŸerin oluÅŸumunun zemini olarak düÅŸünülen ÅŸeylerin nasıl bir kirlilikle iç içe olduÄŸu ifadeye kavuÅŸmuÅŸ olur. Modern kültürün bu iki yüzlü yapısı mevcut bütün konumların ve durumların özeti gibi durmaktadır. Bu kültür ile varlık sahasına çıkan ve deÄŸerini üreten kurumlar ve kiÅŸiler maalesef bu iki yüzlülüÄŸü varoluÅŸsal bir zemine taşıma cehdinden de vazgeçmemektedirler.

Kendi canı yanıyor diye baÅŸka insanların canını yakarak kendi canının yangınını söndürme arzusu taşıyan Vandallar, ÅŸiddeti meÅŸru bir zemine taşıyarak kendi canının yanışının iÅŸaretini ve imtiyazını karşısındakine vermekte bir beis görmediÄŸini ilan ettiÄŸinin bilincinde deÄŸildir. Åžiddet kol gezdiÄŸinde daha güçlü olana sığınılacağını tecrübe ile artık bilmeli deÄŸil miyiz? Burada en güçlü olanın her zaman kazanmaya daha yakın olduÄŸunu düÅŸündüÄŸümüzde büyük olana yönelik muhalefetin atılan kahrolsun nidalarının bir gerçeklik deÄŸeri nasıl oluÅŸacaktır. Bunun üzerine düÅŸünmek yasak gibidir. Çünkü biraz düÅŸünmek olup bitenin ne olduÄŸunun zihinde berraklaÅŸması anlamına geleceÄŸi ve böylece mevcut pozisyonun yanlışlığının aÅŸikar kılınmasına zemin hazırladığını bilemeyeceklerini varsayamayız!

Ä°deolojik gruplar kendi varlıklarının bekası adına halkın her türlü imtiyazını ve hakkını inkar etmeyi bir vecibe görmektedirler. O yüzden de halkın malına, canına, kanına verilen zararı kaza hükmünde kabullenerek iç meÅŸruiyetini oluÅŸturuyorlar. O yüzden sokaÄŸa çıkarabileceÄŸiniz birileri hep olagelmektedir. Farklı dünyalar, farklı düÅŸünceler eÄŸer aynı ideolojik özelliÄŸi taşıyorlarsa farklılıkları bir anda ortadan kalkarak aynı düzlemi paylaÅŸmaya baÅŸlıyorlar. Maalesef bu konuda da düÅŸünmek ve neler olup bittiÄŸini anlamlandırmak adına bir çaba ortaya koymak vebalı muamelesine maruz kalmayı zorunlu kılmaktadır. Hastasınız, satılmışsınız, ihanet ediyorsunuz, korkaksınız, niye baÅŸkalarının canını yakmıyorsunuz, yalan söylemiyorsunuz, kimseyi bilerek aldatmak istemiyorsunuz…

Halbuki temel bir ilke var: masum birisine her ne sebeple olursa olsun verdiÄŸiniz zarar sizin meÅŸruiyetinizi bitirir. Bir öfke ile ve özellikle kabartılarak çoÄŸaltılmış bir öfke ile haksız yere baÅŸkalarına zarar vermeyi göze alanlar masumiyeti yok ettiklerinin farkına varıyorlar mı acaba?! EÄŸer masumiyet ortadan kalkarsa kurt kanunu geçerli olur ve böylece masumiyet, mazlumiyet ortadan kalkar. O zaman siz neye istinaden bir muhalefet geliÅŸtireceksiniz veya niçin karşı çıkmayı bir ilke olarak insanlara önereceksiniz? Her türlü kayıp!

O zaman aklımızı başımıza almalıyız! Ä°deolojinin ne olduÄŸunu kavramalıyız… Haklarımızın olduÄŸunu bildiÄŸimiz gibi baÅŸkalarının da bu haklara sahip olmaları ile ancak benim bu hakka sahip olduÄŸumuzu algılamalıyız. Ki o zaman baÅŸkasına haksız yere bir saldırı ve onun sahip olduklarına bir imhayı gerçekleÅŸtirmekten vazgeçelim ki bize yönelik bir imha ve saldırı olduÄŸunda da ses çıkarabilme ve destek isteyebilmenin meÅŸru zeminini muhafaza edelim. Bugün olanlara baktığımız zaman öfke aklı esir etmiÅŸ görünmektedir. Ve fütursuzca baÅŸkasına zarar vermeyi marifet addetmekteyiz. Ama öte taraftan aÄŸlayarak bize zulmedildiÄŸini bağırarak dillendirmekteyiz.

Önce oluÅŸturulan bu büyüden kurtulmalıyız. EÄŸer büyüden kurtulamazsak aklımızı kullanamayız. Aklımızı kullanamazsak yanlış yada doÄŸru yaptığımızın farkında olamayız. O yüzden bu oluÅŸturulmuÅŸ büyüden kurtulmalı ve bu kurtuluÅŸun da aklı ve deÄŸeri devreye koymaktan geçtiÄŸini bilmeliyiz. Biz bu toplumda bugüne kadar yaÅŸarken elde ettiÄŸimiz temel deÄŸerlere yaslanarak düÅŸünmeye baÅŸlasak bile bu büyüyü bozabiliriz. Marifet geçmiÅŸe sövme deÄŸil, geçmiÅŸte ortaya çıkan doÄŸru deÄŸerlere sahip çıkmaktadır.

Anadolu bir irfan mektebidir. Bu irfan mektebinin deÄŸerleri ise çoÄŸulcu bir hakikate mebnidir. Her insanın deÄŸerinin varlığını bilir ve ona göre davranmayı ilke edinir. O yüzden iktidar mücadeleleri dışında ahali hep barış içinde yaÅŸamıştır. Farklı dinlere, mezheplere, akımlara sahip olmasına raÄŸmen…

Bu öfke saÄŸlıklı deÄŸil! Çünkü yanlış örgütlenmiÅŸ bir öfkedir ve doÄŸal olarak yanlış bir sonuca ulaÅŸacaktır. Yazık olacaktır. Önce bu öfkeyi kusanlara dokunacaktır bu öfkenin sonuçları… Elbette ki baÅŸka insanlarda zarar görecek ama onlar maÄŸdur ve mazlum kategorisinde deÄŸerlendirilecektir. Ama öfke sahipleri zalim olarak isimlendirileceklerdir. Halbuki onlar kendilerini mazlum ve maÄŸdur olarak ilan ederler deÄŸil mi?

Bırakın baÅŸkaları adına yaÅŸamayı, biraz da kendi adınıza yaÅŸamayı deneyin. Her kim ve hangi siyasi akıma mensup olursan ol yada hangi etnik aidiyete sahipsen önemli deÄŸil. Ama önce kendin için yaÅŸamayı dene… Dünü kaybettik, bugünü ise yaÅŸayamıyoruz, yarın ise bu ÅŸekli ile meçhul! Adımızı kaybedenler hanesine yazmayalım…

Bir birimizin hakkına riayet ederek kendi hakkımızı koruyabiliriz. Yalan, yanlış ve propagandatif haberlerle oluÅŸturulan cehennem ateÅŸi önce bu iÅŸe yeltenenleri yakar. Biz alışığız diyen oluyorsa buna sadece geçmiÅŸ olsun demekten baÅŸka seçenek kalmıyor bize diyerek neticelendiririz… Selam Hidayete tabi olanlara olsun…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.